Bedensel Yolculuk
Bu çalışmaları yapan danışanımız artık bedensel yolculuğa hazır hale gelmiştir. Danışanı rahat bir koltuğa oturturuz ve 10 defa derin nefes alıp vermesini isteriz. Organlarına teker teker gülümseyip onlara teşekkür etmesini söyleriz.
Hangi hastalık ile ilgili çalışıyorsak, evrenden bembeyaz bir ışık huzmesinin başına doğru girdiğini hayal etmesini ve bu ışık huzmesinin hastalığı ile ilgili (kilo için çalışıyorsak kilo alma ile ilgili) bütün çatışma bilgilerini aktardığını söyleriz. Burası önemlidir çünkü bu ışık huzmesi yolculuğu boyunca danışana eşlik edecektir. Rehberlerinden yardım istemesini, rehberlerin onu geri çevirmeyeceğini söyleriz.
Bu arada şamanların kullandığı davul sesini Youtube’dan dinletmenin çok faydası olur. Çünkü bu davul sesi bizi anne karnına götürür, bedensel yolculuk da bir nevi anne karnına doğru bir yolculuktur.
Daha sonra danışana önünde aşağı doğru inen 10 basamaklı bir merdiven hayal ettirilir ve her basamakta derin nefes alarak aşağı doğru inmesi, en alt basamağa gelince bize haber vermesi istenir. Başındaki ışık huzmesinin onunla beraber hareket ettiği ve bu sayede hastalığı ile ilgili bütün çatışmaların bu ışık huzmesiyle aktarıldığı hatırlatılır.
En alt basamağa geldiğini bize söyleyince yerde sihirli bir fener olduğu söylenir ve bu feneri bir kez açıp kapayarak cebine koyması istenir.
En alt basamaktayken karşısında bir kapı hayal ettirilir ve bu kapının arkasında varlığının saf ışığının bulunduğu söylenir. Kapıyı yavaşça açıp o ışığın içine girmesi istenir, tabii ki ışık huzmesinin onunla beraber geldiği tekrar hatırlatılır.
Kapıyı açınca hemen solda onu ruh rehberinin beklediği ve ona gülümseyerek baktığı hayal ettirilir, bize rehberini tarif etmesi istenir.
Rehberinin birinci derece yakınlarından biri olduğunu söyleyen danışana, ona çok benzediğini ama o olmadığını söyleriz. Örneğin abisini rehber olarak gören kişinin abisiyle bir çatışması varsa bunu çözmek zorlaşacağı için, abisine çok benzediğini ama abisi olmadığını söyleriz.
Rehberinin hemen arkasında 2 kişilik bir uzay mekiği hayal ettiririz ve rehberin onu uzay mekiğine davet ettiğini, onunla birlikte o araca binmesi gerektiğini söyleriz. Uzay mekiğinin sembolik karşılığı annemizin rahmidir. Rehberine güvenebileceğini, bu hayatta en çok güveneceği varlığın o olduğunu, tek amacının onu mutlu etmek olduğunu söyleriz ve uzay mekiğine biner.
Uzay mekiğine bindiğinde başındaki bembeyaz ışık huzmesinin onunla birlikte geldiğini tekrar hatırlatırız. Uzay mekiğinde yeşil bir düğme olduğunu, bu düğmeye basınca uzay mekiğinin bir miktar havalanıp hızla derinlere doğru gideceği, nereye gideceğini çok iyi bildiği, korkmaması gerektiğini söyleriz. Rehberin onu her türlü tehlikeden koruyacağını, mükemmel bir yolculuğun başlayacağını söyler ve düğmeye basmasını isteriz.
Uzay mekiği bir miktar yükselip hızla derinlere doğru inmeye başlar, danışana bir süre sonra yavaşlayacağı söylenir. Yavaşlamaya başlayınca bize haber vermesini isteriz.
Yavaşladığını söylediğinde, uzay mekiği yere konunca el frenini çekip bize haber vermesini isteriz, bu sırada ışık huzmesinin evrenden bilgileri aktarmaya devam ettiğini hatırlatırız. El frenini çektikten sonra, rehberinin kapıyı açıp aşağı indiğini, bir süre yürüyüp muhteşem bir kamp ateşi yaktığını hayal ettiririz. Kendisinin de ateş yandıktan sonra ateşin yanına gitmesini, rehberiyle birlikte ateşin başında oturmasını söyleriz.
Ateş başında otururken karşısında bembeyaz bir sinema perdesi oluştuğunu söyleriz, cebindeki bu feneri sahneye doğru tutup açmasını isteriz.
Sahnede genelde en büyük çatışmaların anısı canlanacaktır. Sahnedeki her ayrıntıyı sorarız, görüntü alamazsa, rehberinden yardım istemesini, başındaki ışık huzmesinden gelen bilgilerin fener aracılığıyla sahneye aktarıldığını söyleriz.
Sarı nokta hastalığı olan bir danışanımız sahnede 7 yaşındayken dedesinin bahçede kalp krizi geçirip öldüğü sahneyi görmüştü. 5 seans boyunca bize bu anısını anlatmamıştı; kendisi de hatırlamıyordu. Bu danışan üzerinden çalışmayı açıklamaya devam edeyim: Danışana Fatma Hanım diyelim, Fatma Hanım’a sahneden 7 yaşındaki Fatma’yı çağırmasını istedik. Dedesini de oradan çağırıp, 7 yaşındaki Fatma dedesine ne söylemek ister diye sorduk. Dedesini babası yerine koyduğu için büyük bir ağlama krizi başladı, öncelikle bir oto telkin yaptırıp sırtındaki simsiyah çuvalın içindeki, yetimlik, ayrılık, özlem, yalnızlık duygularını ateşe atıp yok etmesini istedik. Yas sonlandırma ritüelini uygulayarak, dedesini îşığa göndermesini, onu toprağa vermesini istedik. “Ben de bir gün ışığa kavuşunca tekrar bir araya gelene kadar elveda” dedirterek dedesiyle yasını sonlandırdık. Şimdiki Fatma Hanım 7 yaşındaki Fatma’yı tebrik edip sarılıp uğurlasın istedik. Daha sonra rehberiyle birlikte ayağa kalkıp ateşi söndürmesini ve uzay mekiğine binip dönüş yolculuğuna başlamasını istedik.
Fibromiyalji sorunu olan başka bir danışanımız babasından şiddet görmüştü, bu örnek için de Gülay Hanım diyelim. Gülay Hanım sahnede 9 yaşındaki halini gördü, babası onu odaya kilitleyip kemerle dövmüştü. Biz seans yaparken aklına hiçbir şekilde bu olay gelmemişti ve şimdi beyni bu çatışmayı sahnede ona gösteriyordu. Şu anki Gülay Hanım’dan sahnedeki 9 yaşındaki Gülay’ı çağırmasını istedik. Daha sonra babasının o yaştaki görüntüsünü de çağırmasını istedik. İlk başta babasını çağırmak istemese de, rehberinin onu koruyacağını hatırlatarak korkmaması gerektiğini telkin ettik. Babasını çağırdıktan sonra 9 yaşındaki Gülay’ın babasına ne söylemek isteyeceğini sorduk. Şu anki Gülay Hanım’ın duyguları ile çözüme ulaşamayacağımız için 9 yaşındaki Gülay’ın duygularını boşaltmasını sağladık. Gülay Hanım babasını affetmeyi seçti, kamp ateşini anlatırken verdiğimiz örnekteki gibi, bu seçimi kendisine biraktık, oto telkin yaptırıp sırtındaki simsiyah çuvalı ateşe attık. Gülay Hanım babasını affetmeseydi ne yapmamız gerekiyordu?
Öncelikle sırtındaki o simsiyah çuvalı boşalttıktan sonra ona sorduğumuzda affetmek istemediğini söyleseydi şu telkini yaptıracaktik:
(C yılı . ayında anladım ki ben yıllarca senin bana gösterdiğin şiddet yüzünden sırtımda bir yük taşımışım. Sırf iyileşmek için, kendimi özgürleştirmek için az önce sırtımdaki o simsiyah çuvalın içindeki bütün olumsuz duyguları ateşe atıp yok ettim. Bunu kendimi özgürleştirmek için yapsam da, seni affetmedim. Bu yaptığın işkencenin cezasını ilahi adalet verecektir, seni şu an affedemiyorum ve seni evrenin ilahi adalet düzenine teslim ediyorum. Benim hayatımdan uzaklaştırıyorum.”
Bu telkini yaptıktan sonra babasını sahneye geri göndermesini isteyecektik.
Babasını affeden Gülay Hanım’a geri dönelim. Şimdiki Gülay Hanım’ın 9 yaşındaki Gülay Hanım’a sarılıp onu tebrik etmesini istedik ve şunları söylettik: “Bizi büyük bir yükten kurtardın, sırtımızda taşıdığımız simsiyah çuvalı yok ettin, sana çok teşekkür ediyorum, artık her şey çok daha güzel olacak.”
9 yaşındaki halini öpücüklerle sahneye yollamasını söyledik. Bu sahnelerden sonra danışan ayağa kaldırılır, ateşteki külleri kontrol edip rehberiyle birlikte ateşi söndürmesi istenir.
Kamp ateşi yönteminde ateşi söndürdükten sonra yaptığımız gibi omurgadaki ruh ve enerji kalıntılarından kurtulmak gerekir, buradaki fark, rehberden yardım istenir. Danışana şu durum hayal ettirilir:
Rehber bu akışı hızlandırmak için danışanın sırt kısmından bir elini enseye, bir elini kuyruksokumuna koyar; omurga boyunca negatif enerjinin hissedilmesini sağlar. Bu görüntüyü hayal ettirdikten sonra sırtındaki negatif enerjiyi boşaltmak için “Sırtımda (soğuk, sıcak, ürperme vs.) olarak hissettiğim ruh kalıntılarını ve negatif enerjiyi kollarımdan, sırtımdan, bacaklarımdan, dizlerimden, ayaklarımdan toprağa akıp gitmesi için tamamen serbest bırakıyorum.” …….
Ellerde ve ayaklarda uyuşma, üşüme, kamaşma hissedene kadar bu telkine devam edilir, akışa izin verilir.
Uzay mekiğine doğru rehberiyle birlikte yürümesi, araca binmesi istenir.Tekrar önündeki yeşil ışığa basarak uzay mekiğinin onları getirdiği yere geri götürmesi istenir.
Fatma Hanım örneğinden devam edelim. Kapının önüne tekrar dönünce uzay mekiğinden inmesini, rehberiyle vedalaşmasını, ona teşekkür etmesini istedik. Rehberin de ona “Ne zaman istersen ben buradayım, senin mutluluğun için her zaman yardıma hazırım” şeklinde cevap verdiğini söyledik, çıktığı kapidan tekrar girmesini istedik. Basamaklardan tekrar çıkmasını, 10. basamağa geldiğinde beklemesini istedik. 10. basamakta iken 6 ay sonraki halinin gelerek ona teşekkür ettiğini, artık çok hafiflediğini, sırtındaki yükten kurtulduğunu, bunun için gelecekte de çok hafiflediğini söylediğini hayal ettirdik.
Gelecekteki haliyle vedalaştırıp oturduğu koltuğa geri dönmesini ve gözünü açmasını söyledik. Ve ona “Hoş geldin” dedik. Burada 7 yaşındaki çatışmayı bulmak tabii ki yeterli değildi, bu yüzden döngülerdeki benzer senaryoları birleştirmek için bağımsızlık döngüsünden yola çıktık.
Fatma Hanım’ın 20 yaşında evlendiğini biliyorduk, 7,27, 47 yaşındaki senaryoların hepsinde kayıp olduğunu fark ettik. 27 yaşında kardeşini, 47 yaşında eşini kaybetmiş, 48 yaşında sarı nokta hastalığı başlamıştı. Annesi de hamileliğinin 7. ayında kardeşini kaybetmişti, hemen oto telkin yaptırdık. yılı ayında anladım ki annemin 7 aylık hamileyken kardeşini kaybetmesiyle başlayan ana çatışmam, 7 yaşında dedemi kaybetmemle, 27 yaşında kardeşimi kaybetmemle tetiklenmiş, 47 yaşında eşimi kaybetmemle bardağı taşıran son damla, bedenimde hastalık olarak ortaya çıkmış. Ruhumun bedenime gönderdiği bu mesajı aldım, bu döngülerin bir kader olmadığını biliyorum, bu mesajı devre dışı bırakıyorum. Kendimi bu mesajdan tamamen özgürleştiriyorum.” *******
Bu çalışmadan sonra diğer döngülere de (annesinin hamileliğinn 7. ayı, 27 yaş, 47 yaş) kamp ateşi çalışması yaptıktan 1 hafta sonra teşhisi kalktı. Zaten seanslarda sadece 7 yaşı bulamıyorduk, bedensel yolculuk bunu bulmamızı sağlamıştı.
Aynı şekilde Gülay Hanım’ın fibromiyalji döngülerdeki karşılığına baktığımızda, yaşam döngüsü ile yol aldık; 18 yaşında ilk erkek arkadaşı da ona fiziksel şiddet uygulamıştı, proje amaç döneminde annesinin ona hamile kalmadan 1 ay önce, babası tarafından dayak yediği ana çatışmasını bulmuştuk. Bu döngülerin oto telkinini yaptıktan sonra kamp ateşini her bir olay için ayrı ayrı yaparak boşalttık. 1 ay sonra fibromiyalji tamamen iyileşti.
Burada dikkat etmemiz gereken bir durum var; eğer taciz veya yas programı ile ilgili bir kamp ateşi çalışması yapıyorsak, bunları tek başına çalışmalıyız. Aynı gün başka bir çalışma yapmamalıyız. Hatta bunları 2-3 gün arayla tekrar tekrar yapmalıyız çünkü bilinçaltını en çok yaralayan olaylar yas ve tacizdir. Tamamen boşaltmadan başka bir çatışmaya çalışmamak gerekir.
Bedenselyolculukta bulduğumuz konuyu mutlaka döngülere oturtarak çalışmamız gerekir. Tek başına bir travmaya çalışırsanız hastalık tekrar tetiklenir ve başa döner.
Burada verilen bilgiler genelleme niteliğindedir ancak unutmamalıyız ki her bilinçaltı olayları farklı şekilde algılar. Örneğin bir trafik kazasında bir danışan ölüm korkusu yaşarken, bir başka danışan çocuklarının yetim kalacağı korkusunu, bir başkası sakat kalma, estetik olarak zarar görme çatışmasını yaşayabilir. Bu yüzden hastalıklara bakarken altın anahtarımız bardağı taşıran son damlanın ne olduğudur.
Bazen buradaki bilgilerden farklı konular da çıksa, biz en son yaşanan çatışmanın senaryoyu belirleyeceğini bilirsek, doğru hedefe ateş edebiliriz.
Yorum yok