Öfke
Savunma sistemimizin çalıştığını gösteren en önemli duygumuz öfkemizdir. Öfkeyi yok etmek imkânsızdır hatta denememelidir. Bastırmaya çalıştığımız öfke hiç beklemediğimiz bir anda tsunami şeklinde ortaya çıkıp her şeyi yıkıp geçebilir.
Öfkeyi olduğu gibi dışarı bırakmak da sosyal anlamda çok yıkıcı olabilir. Eşimizi, arkadaşlarımızı, çocuklarımızı, sevdiklerimizi kaybetmek, onların kalbini kırmak gibi bir riski vardır.
O halde ne yapmalı?
Tall Schaller doğayı incelediği zaman bir kaplanın avını kaçırdıktan sonra öfkesini nasıl boşalttığına bakmış. Kaplan önce huzursuz bir şekilde bir ağacın yanına yaklaşmış, pençelerini ağacın gövdesine geçirip, hırıldayarak pençelerini aşağı doğru çekerek bir süre bu durumu tekrar etmiş. “Kaplan Pençesi” yöntemini bu görüntü üzerine kurmuş olan doktor, bunu insanlara şu şekilde uyarlamıştır:
“Çok sinirli bir anınızda karanlık bir odaya geçin, sinirlendiğiniz kişiyi veya olayı gözünüzün önüne getirin, ellerinizi bir kaplan pençesi şeklinde çıkarın, aşağıya doğru sırayla hırıldayarak pençenizi indirir gibi elinizi indirin, bu sırada ilgili kişiye küfür edin, hakaret edin, söylemek isteyip söyleyemediklerinizi bağırarak söyleyin, aynı zamanda hırlamaya devam edin. Bu çalışmayı 5 dakika boyunca yaptıktan sonra sırtınızda bir karıncalanma hissedebilirsiniz. Bu bölgedeki yükünüzün hafiflediğini hissedene kadar yapabilirsiniz.
Her öfke anında uygun bir yere geçin ve yapın. Hayatınızdaki ilişkilerin değiştiğini göreceksiniz.
Eğer öfkenizi içinize atarsanız ilk etkilenecek organlarınız karaciğer ve safrakesesi olacaktır. Buna meydan vermemek için hiçbir zararı olmayan bu masum çalışmanın hayat kurtarıcı olduğunu söyleyebilirim.
Yorum yok